Prens ile yaklaşık 1,5 yıl boyunca tasma takılması konusunda
problemler yaşadık. Tasmayı gördüğü anda kaçıyor, belki de bunu bir oyun olarak
görüyor, onu evde bir köşede yakalayıncaya kadar tasmayı takamıyorduk. Akşam yürüyüşlerimizden
önce bu durum o kadar da problem olmuyordu. Ne de olsa yürüyüşe çıkmak için
bolca vaktimiz vardı. Ama sabahları sözkonusu kovalamacalar tam bir işkenceye
dönüşüyordu. Sabahın altı buçuğunda evde koşturan ve koşarken de havlayan bir
köpek... Hem sizin için, hem de komşularınız için ömür törpüsü...
Açıkçası Prens eve gelmeden önce köpek psikolojisi konusunda
hiçbirşey bilmiyorduk ve bu sebeple daha bebekken tasmayla onun peşinden
koşturarak hem yaptığı şeyin doğru olduğunu düşünmesini sağladık hem de bu
davranışı pekiştirmiş olduk.
Bir köpek sahibi olarak 2 yılda öğrendiğim en önemli bilgi
köpek eğitiminde “tutarlı davranışın önemi” oldu. Eğer siz bir şeyi hep aynı
şekilde yaparsanız köpeğinizin bunun nedenini anlamasa da “sürekli olarak yaptığı
bu şey” onun “ritüeli” olur ve köpekler ritüelleri severler. Aslında köpekler
ve ritüeller arasındaki ilişkinin sevgi olarak açıklanması yani sevgiye
dayanması çok da doğru değildir. Bana göre bu daha çok “kendini güvende
hissetmekle” alakalıdır.
Köpekler A dan sonra B nin geleceğini bildiklerinde çok daha
güzel bir zihin yapısında olurlar. Aynı zamanda hayattaki belirsizlerden
uzaklaşırlar. Örnek vermek gerekirse, eğer köpeğinize her yürüyüşten sonra
mamasını verirseniz belli bir süre sonra eve geldiğinizde peşinizde koşturmaya
ve belki de mama kabının önünde beklemeye başlayacaktır. Bu gerçekten çok güzel
bir olaydır. Hem sizin hem de köpeğiniz için mükemmel bir yakınlaşmadır.
Başka bir örnek vermek gerekirse, eğer her yürüyüşten sonra
eve geldiğinizde köpeğinizin ayaklarını temizliyorsanız, bir süre sonra
köpeğiniz sizin ayaklarını silmenizi bekleyecektir ve eve girmeyecektir.
Sürekli tekrarlarla istediğiniz davranışları pekiştirmek ve istemediğiniz
davranışları ortadan kaldırmak tamamen sizin elinizdedir. İşte köpeğinizle olan
ilişkinizde en güzel şey de budur!
İşte bu ritüellerin farkına vardığımda Prens ile tasma takma
sorununu nasıl çözeceğimi bulmuştum:
1) Öncelikle ben onun peşinden koşturmamalıyım, o
bana gelmeli. Çünkü dışarıdayken onun tasmasını çözdüğümde peşinden koşturursam
dakikalarca o tasmayı takamayabilirim. Ya da sabahları benden kaçabilir,
havlayabilir ve komşularımızı uyandırabilir. Bu sebeple önce onu çağırmalıyım,
bana geldiğinde onu sevmeliyim ya da ödül vermeliyim. Bu sırada tasmam yanımda
olmalı. Onu bir yandan severken diğer yandan tasmayı takmalıyım ve yine sevmeli
ya da ödül vermeliyim.
2) Tasmayı korkulacak, kaçılacak bir obje olmaktan
çıkarmalıyım. Belki de onun tasmayı koklamasını sağlamalı, ya da tasmanın
üzerine ve etrafına küçük ödül bisküvileri koymalıyım. Tasma onun için hayatın
bir parçası olmalı.
3) Artık tasmadan rahatsız olmuyorsa, adını
çağırdığımda geliyorsa ve geldiği zaman tasmasını kolaylıkla takabiliyorsam bu
tasma takma işini hep aynı şekilde yapmalıyım ki ritüele dönüşsün. Ayrıca
sadece benim böyle yapmam yetmez. Tüm aile fertleri tasmayı bu şekilde takmalı
ki köpeğimin aklı karışmasın.
Ben Prens ile tasma takma problemini işte böyle aştım. Tasma
takılması artık hem onun için hem de benim için bir ritüel. Geliyor, tasmasını
takıyorum, onu seviyorum ve yürüyüşe çıkıyoruz. Tam da olması gerektiği gibi.
Güvenerek, sevgi dolu, kolayca...
Ve biraz esprili bir şekilde tasma takma ritüelimiz:
:D
YanıtlaSil